Sezonun ilk 3 haftası geride kaldı.
2 galibiyet bir beraberlikle alnımızın akıyla çıktık.
İlk maçta bir bakıma bize benzeyen mazisini arayan, geçmişte birinci ligde kök söktüren Bakırköy’ü 3-0 yendik. Lige başlangıç adına iyi bir sonuç olmasına karşın rakibin durumuna binaen ihtiyatla karşılanması gerekir. Bakırköy’ün işi bu sene çok zor belirtmek gerek.
İkinci hafta ilk deplasman maçı grubun dişli ekiplerinden Gazi Mahallesi ileydi. Maça gidemedim.Ama duyduklarım okuduklarıma göre, bir hayli pozisyon kaçırdığımız ve oldukça sert geçen bir maç olmuş. Hatta maçın sonlarında sakatlıklar nedeniyle eksik oynamak zorunda kalmışız. Neyse ki, arzu ettiğimiz neticeyi alamasak da , bir kazaya da uğramadan atlattığımız bir hafta oldu.
Gelelim 3.haftaya.
Rakip ilk iki maçından da berabere ayrılan Yenibosna . Sarı siyahlı ekip karşısında Vefa çok zorlanmadan iki yarıda attığı birer golle 2-0 galip ayrıldı. Oynanan oyun çok parlak olmasa da , galibiyet için yeterliydi. Ancak gol atana kadar oldukça telaşlı bir performans gösterdi Vefa.
Bu görünüm, ileriki maçlar için kalemizde golü görürsek toparlayabilir miyiz tereddütlerine yol açtı diyebilirim.
Şimdilik problem yok, asayiş berkemal, her şey iyi gidiyor. Takımın gollerden sonra komple hocasına koşması takımda birlik beraberliğin göstergesi. Güzel şeyler bunlar.
Gerçi 2.golden sonra herkes hocaya koşunca , Yenibosna bu durumdan az daha faydalanıp çok fena avlıyorlardı bizi. En az bir oyuncu bu durumlarda rakip sahada kalmalı. Neyse ki değerlendiremediler Bosnalılar J
En önemli kısmı sona sakladım.
Yıllardır süregelen sorunumuz, vefalıların Vefa’ya ilgisizliği.
Yine tribünde az sayıda Vefalı takımı desteklemek üzere yerindeydi. Tabi ki aynı bildik simalar.
Küçümsemek için asla söylemiyorum, ama şunun şurasında kaç yıllık semt olan Yenibosna’nın bile çocuk mocuk 20 kadar genç taraftarı takımını desteklemek için maça geldiler.Tezahuratlar yaptılar , takımlarına moral oldular.
Bizim gibi lise kökenli bir kulübün hiç yoksa 20-30 kişilik tezahurat yapan genç bir taraftar organizasyonu olmaması çok büyük eksiklik. Kanayan yara. Adına her ne denirse o.
2 galibiyet bir beraberlikle alnımızın akıyla çıktık.
İlk maçta bir bakıma bize benzeyen mazisini arayan, geçmişte birinci ligde kök söktüren Bakırköy’ü 3-0 yendik. Lige başlangıç adına iyi bir sonuç olmasına karşın rakibin durumuna binaen ihtiyatla karşılanması gerekir. Bakırköy’ün işi bu sene çok zor belirtmek gerek.
İkinci hafta ilk deplasman maçı grubun dişli ekiplerinden Gazi Mahallesi ileydi. Maça gidemedim.Ama duyduklarım okuduklarıma göre, bir hayli pozisyon kaçırdığımız ve oldukça sert geçen bir maç olmuş. Hatta maçın sonlarında sakatlıklar nedeniyle eksik oynamak zorunda kalmışız. Neyse ki, arzu ettiğimiz neticeyi alamasak da , bir kazaya da uğramadan atlattığımız bir hafta oldu.
Gelelim 3.haftaya.
Rakip ilk iki maçından da berabere ayrılan Yenibosna . Sarı siyahlı ekip karşısında Vefa çok zorlanmadan iki yarıda attığı birer golle 2-0 galip ayrıldı. Oynanan oyun çok parlak olmasa da , galibiyet için yeterliydi. Ancak gol atana kadar oldukça telaşlı bir performans gösterdi Vefa.
Bu görünüm, ileriki maçlar için kalemizde golü görürsek toparlayabilir miyiz tereddütlerine yol açtı diyebilirim.
Şimdilik problem yok, asayiş berkemal, her şey iyi gidiyor. Takımın gollerden sonra komple hocasına koşması takımda birlik beraberliğin göstergesi. Güzel şeyler bunlar.
Gerçi 2.golden sonra herkes hocaya koşunca , Yenibosna bu durumdan az daha faydalanıp çok fena avlıyorlardı bizi. En az bir oyuncu bu durumlarda rakip sahada kalmalı. Neyse ki değerlendiremediler Bosnalılar J
En önemli kısmı sona sakladım.
Yıllardır süregelen sorunumuz, vefalıların Vefa’ya ilgisizliği.
Yine tribünde az sayıda Vefalı takımı desteklemek üzere yerindeydi. Tabi ki aynı bildik simalar.
Küçümsemek için asla söylemiyorum, ama şunun şurasında kaç yıllık semt olan Yenibosna’nın bile çocuk mocuk 20 kadar genç taraftarı takımını desteklemek için maça geldiler.Tezahuratlar yaptılar , takımlarına moral oldular.
Bizim gibi lise kökenli bir kulübün hiç yoksa 20-30 kişilik tezahurat yapan genç bir taraftar organizasyonu olmaması çok büyük eksiklik. Kanayan yara. Adına her ne denirse o.
4 yorum:
Bizler lisedeyken 2 sezon neredeyse elimizden geldikçe gittik maçlara, özer abi iyi bilir az deplasmanda bizi dayaktan kaçırmadı arabasıyla :) Ancak üniversitede arkadaşlarımız şehirdışına gidince maalesef ekibi koruyamadık. lise ayağının daha örgütlü olmaması gerekiyor. lise klüp bağının daha kuvvetli hale getirilmesi gerek. Hocaların Vefaya girişten itibaren çocukları işlemesi lazım. Şimdi Vefaya gelen çocuk nereye geldiğini bilmezse maça da gelmez. takımını da desteklemez. Bizim de düşkünlüğümüzün en önemli nedeni rahmetli Muammer Karabulut hocamızdı. Ayrıca fikstür yayınlama şansı olursa çok mutlu oluruz. Eşi dostu ayarlamaya çalışırız.
Fikstürü hemen paylaşacağım.
Mezunlar olarak belki de öncelikle bize iş düşüyor.Bizler daha fazla ilgi gösterdikçe, bugün okulda okuyanlar da daha fazla ilgileneceklerdir.
Ama şu an birçoklarının böyle bir takımları olduğundan dahi habersiz olmaları daha vahim birşey elbette. Öncelikle farkındalık yaratmak lazım.Gerçi yıllardır liseli ağabeylerimizin yönetimindeyken kulüp bu bağ oluşturulamamışken, şimdi ki yönetimle nasıl olur,orası da muamma.
Ama boşvermişlik göstermemek gerek, burası da hakikat.
asbodan sen bu işi halledersin
Ufuk kardeşim ve sevgili canavar;Sizlerin çabalarıyla seyirci toplayabiliriz 20 kişi olsa bile bizler de varız sesimizi duyururuz ilk bakırköy ve bosna maçlarında tek bir vefa tezahüratı yapılmaması çok acı sahada çocukları bizler ateşleyebiliriz.Bosnalı 20 velet bile çok ses çıkardı maalesef sizlerin sınıf arkadaşlarınız ancak sizler gibi destekler yenilere bu sevgi aşılanmadığından onlardan vefaya bir destek gelmez.
Yorum Gönder